AŞK

Aşk bir hayat sigortası değildir ya da araç kaskosu. Konforlu lüks bir yaşam, kazasız bir yolculuk, dikensiz bir bahçe değildir.
İşimiz rast gitsin, gezelim tozalım, birlikte yiyip içelim, sofralar düzelim, gülelim eğlenelim, herşey tıkırında, arabamız tekerinde gitsin. Hastalanmayalım, başımız bile ağrımasın, başarımız, kazancımız garanti olsun diye aşık olmaz insan.

Editör
ABAD Blog için yazdı.
07.06.2022

Aşık mı derim ben ona, Tanrının uçmağın seve.

Aşk bir hayat sigortası değildir ya da araç kaskosu. Konforlu lüks bir yaşam, kazasız bir yolculuk, dikensiz bir bahçe değildir.
İşimiz rast gitsin, gezelim tozalım, birlikte yiyip içelim, sofralar düzelim, gülelim eğlenelim, herşey tıkırında, arabamız tekerinde gitsin. Hastalanmayalım, başımız bile ağrımasın, başarımız, kazancımız garanti olsun diye aşık olmaz insan.

Bazen felek sırtını döner, kaşları çatılır, aranız bozulur, başına getirmediği kalmaz, sevilmezsin, gözden düşersin. Borsada kaybedersin, biletine amorti bile çıkmaz, pazarda hangi meyveye elini atsan kurtludur, pazarcı iyileri öne dizmiş sana hep arkalardan verir durur. Hangi dükkana varsan kepenkleri inmiştir, her treni kaçırırsın, otobüsün ardından el sallarsın, dost az önce buradadır beş dakika evvel gelsen göreceksindir. Hangi asmaya uzansan üzümü koruk, kavunu karpuzu kabaktır tarlanın, ekmeği hamur, suyu çamur, yastığı demirdir feleğin.
Yanıp yakılırsın azıcık talih gülsün diye, hiç bitmesin istersin ömür denen bu film hep güneyde şirin bir sahil kasabasında geçsin, kasabanın en güzeliyle dünya evine girsin istersin esas oğlan.

Cennet arzular durursun bir türlü yüzünü göstermez ne huri ne de gılman. Tuğba dallarına salıncak kurmayı, altından ırmaklar akan köşkleri, sütten, baldan ırmakları arzularsın. Felek yüzünü cennet canibine bir türlü döndürmez, sis, duman ya da çölden gelen toz fırtınası vurur üstüne bir de ceviz büyüklüğünde dolu yağar inanamazsın.

Tüm bunlar olurken azıcık aşkın varsa gönlünde har içinde gül biter o zaman. Umurunda bile olmaz hiçbir kayıp, vergiler, harçlar, cezalar, faturalar.
Zira aşk zarar ederken de ortaklığı bozmamaktır. Kaybederken de gülümsemek, araba yokuş aşağı giderken de terketmemektir. “Sevdim seveli terkedemem hayr ile şerde”, “aşık isen bunca cefan az gelir” diyerek aşkın cefasına tahammül etmek, ne tahammülü bunu bir lütuf bilmektir.
Ha düştüm ha düşeceğim diye dırdır etmek yerine, kıldan ince kılıçtan keskin sıratın üstünde evler yapıp baş köşeye kurulmaktır aşk.
“Aşk ile tamuda olmak cennetidir aşıkın” diyebilmektir.

Diğer Yazıları

YERYÜZÜNDE YALINAYAK

İçten dışa, dıştan içe; seferlerimiz... Yeni yılın ilk yazısı Leyla İpekçi'nin kaleminden. Dünya, bütün hikayemiz burada, yol arkadaşlığımız. Çıkıp gidemeyeceğimiz içimiz dışımız. Kimine cife, zindan, cehennem. Kimine cennet. Kimine ateş [...]

BENLİK KİBRİ; ÖĞRENMENİN ÖNÜNDEKİ EN BÜYÜK ENGEL

Ben bilirim egosu. Bilmeyi kartvizite, unvana, diplomaya, sertifikaya sıkıştırmak.  Kendimizi bilmekten, varlığa faydalı olmaktan çok adımızdan söz ettirmek, unvan, itibar, makam için  öğrenmek. Leyla İpekçi öğrenmenin, bizi aslımızla sürekli irtibat [...]

ÖĞRENMEK KALPTEN KALBE GEÇİŞTİR

ABAD Blog'da Genç Bilgeler diye bir köşemiz var. Leyla İpekçi'nin iki yıl önce kaleme aldığı ama hala dün yazılmış gibi güncelliğini koruyan bu çok önemli yazı dizisinden derlenen kesitler işte [...]

ÇÜNKÜ HARFLERDE “İNSAN” SAKLIDIR

"Yazarken hep sevdiğimle beraber olmak için yazarım. Aşk duygumun tecellisi bu yüzden yazmakla zuhur eder. Yıllar içerisinde dünyaya, hayata ve insanlığa dair en dip manâları hep kalemimin ucundan sayfalarıma indirdikçe [...]

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir