Sevmenin bin türlüsü var. Herkes kendince, kendi dilince, kabınca, meşrebince sever. Mühim olan sevmenin senden, benden, tenden geçirmesi, benlik çekirdeğinden aleme bir pencere açması. İnsan kendinden, bu dünyadan severek çıkar gider.
Seven sevilir demişler, illa sevilir. Sevmenin kaybedeni yok. Sevmenin içinde hem seven hem de sevilen var. Severek bilinir, sevmekten hasıl olur alemlerin sevgilisi.
Sevmenin bir de türkü tadında olanı var. En saf olanı, yanık olanı. Musa peygamberin usul adab öğrettiği ama sonrasında saf, samimi, kabul olunmuş sevgiyi öğrendiği; rabbini pilav yaparak, bitlerini kırarak seven Çoban gibi.
Ozan Harun Sarıgül “Türkü Tadında” bir sevgiyi anlatmış. Lafı dolandırmadan. Kitabın ortasından.
Sevda atlastır; bizde aba
Haber getirir bâd-ı saba
Gâh saza düştün gâh mızraba
Türkü tadında sevdim seni…
Ömrünüz türkü tadında geçsin dostlar…
Bir cevap yazın