İÇLİ BOZKIR HİKAYELERİ

 

Bozkırın sesini en oynak, en kıvrak, en eğlenceli, düğünlü, kaşıklı, havalarından, insanın böğrüne hecin devesi gibi çöken hüznüne, çaresiz garipliğine, yoksulluğuna, hançereyi yırtan adamda ciğer bırakmayan en yanık bozlaklarına kadar duyabilirsiniz bu öykülerde. İmdat Avşar Baba Ertaş’ın Neşet Baba’nın, Hacı Taşan Emmimin toprağından şüphesiz, onların saza söylettiğini öykü deyip anlatmış.

Editör
ABAD Blog için yazdı.
08.06.2022

Bizim Halil verdi al oku dedi geçen gün. Kapağı hoşuma gitti. “İçli Bir Bozkır rüyasıdır bu kitap” yazılı kapağı guaj boyanın, pastel renklerin dahi gizleyemediği o şahane bozkır yoksulluğunun çizildiği kapak. Bir de şair Ali Akbaş’ın takdim yazısını yazdığını görünce iyiden iyiye iştahlandım.

İşin aslı İmdat Avşar’ı bilmezdim öncesinde. İki satır yazısını okumuşluğum dahi yoktu. Öğretmenmiş. Çok belli. Benim de kısa bir köy öğretmenliğim olmuştu seneler öncesinde. Öğrencileri, okulları, tebeşir tozunu, kara tahtayı, siyah önlüğü öyle güzel anlatmış ki ancak yaşayan bilir. Kırşehir Kamanlı’ymış. Bozkır’ın içinden. Kitaptan anlatmıyor yani, gördüğünü yaşadığını söylemiş Avşar. Sonra Malatya, Erzurum’da öğretmenlik, Iğdır’da Maarif müfettişi olmuş. Anadolu’yu ortasından en doğusuna görmüş, öykülerini bu topraklardan tane tane toplamış. Malatya’nın kayısısı, keveni, kekiği, yavşanı kokuyor kelimeleri, satırların arasında Iğdır’da Ağrının eteklerinden doğan menekşeli nergisli vadilerden akan pınarlar kaynıyor.

Kitabı bozkırın en garip kuşu anama ve aksakal bilgesi babama diye ithaf ederken de sanki iki satırlık ilk öyküyü yazmış kitabın daha başında.

Bozkırın sesini en oynak, en kıvrak, en eğlenceli, düğünlü, kaşıklı, havalarından, insanın böğrüne hecin devesi gibi çöken hüznüne, çaresiz garipliğine, yoksulluğuna, hançereyi yırtan adamda ciğer bırakmayan en yanık bozlaklarına kadar duyabilirsiniz bu öykülerde. İmdat Avşar Baba Ertaş’ın Neşet Baba’nın, Hacı Taşan Emmimin toprağından şüphesiz, onların saza söylettiğini öykü deyip anlatmış.

İstanbullu nota bilip halden bilmeyen müzik hocasının hülütünü (flütünü) çalamayıp zurnası ile döktüren Muhterem’in, tevazunun kader olduğu, o kocaman yürekleri ile karlı dağlar kadar yüksek alçakgönülleri ile abdal kocalarını analarını, sevdiğini alamana kaptırıp derbeder olan, arada yârin aşkınan içip bir türlü tövbede dikiş tutturamayan, sonunda tövbekarlığa tövbe eden Haydar’ın hikayelerini.

Koşamayan tek ayağı seken bozkırın ağaç atlarının, vatan nöbeti tutan, Hazreti Ali’nin Ümmeti’ndenim diyen o biçim zorlu akılları olan türbenin delisi Reşit’i, okul önlerinde çocuklara şeker dağıtan, “kendisi doluyor, kendisi doluyor” diye limonata şerbet döken sonunda da karlı bir kış günü “kendisi uçan” Beyaz Bulut’u okudum Avşar’ın öykülerinde. Gözlerim yaşlı, yüreğim ağzımda. İçimden her öykünün sonunda “Bu toprakları bilmeden yazamazsın, sevmeden bilemezsin diyerek.”

Teşekkürler İmdat Avşar. Bundan böyle ne yazsan okurum.

Diğer Yazıları

YERYÜZÜNDE YALINAYAK

İçten dışa, dıştan içe; seferlerimiz... Yeni yılın ilk yazısı Leyla İpekçi'nin kaleminden. Dünya, bütün hikayemiz burada, yol arkadaşlığımız. Çıkıp gidemeyeceğimiz içimiz dışımız. Kimine cife, zindan, cehennem. Kimine cennet. Kimine ateş [...]

BENLİK KİBRİ; ÖĞRENMENİN ÖNÜNDEKİ EN BÜYÜK ENGEL

Ben bilirim egosu. Bilmeyi kartvizite, unvana, diplomaya, sertifikaya sıkıştırmak.  Kendimizi bilmekten, varlığa faydalı olmaktan çok adımızdan söz ettirmek, unvan, itibar, makam için  öğrenmek. Leyla İpekçi öğrenmenin, bizi aslımızla sürekli irtibat [...]

ÖĞRENMEK KALPTEN KALBE GEÇİŞTİR

ABAD Blog'da Genç Bilgeler diye bir köşemiz var. Leyla İpekçi'nin iki yıl önce kaleme aldığı ama hala dün yazılmış gibi güncelliğini koruyan bu çok önemli yazı dizisinden derlenen kesitler işte [...]

ÇÜNKÜ HARFLERDE “İNSAN” SAKLIDIR

"Yazarken hep sevdiğimle beraber olmak için yazarım. Aşk duygumun tecellisi bu yüzden yazmakla zuhur eder. Yıllar içerisinde dünyaya, hayata ve insanlığa dair en dip manâları hep kalemimin ucundan sayfalarıma indirdikçe [...]

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir