AYNALI ATA TOHUMU

Ey gözüm nûru ne bilsin gizlidir esrârımız
Câhil ü nâdân ne bilsin anlamaz ahvâlimiz
Kuş dilidir dilimiz hem her Süleymân anlamaz
Rumûzât u işâretle söyleriz akvâlimiz

Uşaklı Yakupzade Mustafa Özyürek Efendinin nutkeylediği gibi rumuzat ve işaretle söylüyor sözlerini Dr. Zülküf Perdeci, bize bir toprak hikayesi anlatıyor. Toprağı ana bildik onun karnından geldik, çoğumuz yine onun karnına döner. Turabi Babanın sözleri topraktan geçenlere, yüzünü Hak yurduna dönenlere. Buğdaydan geçip en kadim hakikat tohumuna, birbirine ayna olan insan ve kainatın tohumuna, aynalı ata tohumuna dönenlere. Kuş dili ile, kuşların dili ile. Sözünü alana, anlayana, tutana açıyor.

Dr. Zülküf Perdeci
ABAD Blog için yazdı.
29.12.2022

Günlerden bir gün, Bahçevanların Mürebbisi Türabî Baba, öğrenci adaylarını toplamış. Değerli talebelerim bakıyorum ki siz bu H-ekolojik tarım işini öğrenme isteğinizi dile getirip duruyorsunuz. Eğer kabul ederseniz size bilgilerimi aktarmak için uygulamalı bir ekim dikim işine girebiliriz, demiş. Öğrenciler büyük bir keyifle bu teklifi kabul etmişler.
Bunun üzerine Türabî Baba başlamış hâl ve kâl diliyle bildiklerini anlatmaya: Anlatmasına anlatmış ama gördüklerine, duyduklarına herkesin inanması ne mümkün. Kimi anlatılanları hikâye sanmış, kimi duyduklarına inanmış ama uygulamada tembel kalmış. Kimi her söyleneni bir ayet (işaret) gibi algılamış, tefekkürle gönlüne birkaç kat daha fazla bilgi doldurmaya çalışmış.
Türabî Baba yine de öğretisine ara vermeden devam etmiş: “Öncelikle dağlık tepelik arzımızı, ekim dikim yapılabilir bahçeye dönüştürmek gerekir. Bunun için iş(k) makinaları ve bir dozERle dağınızın, nur görmüş Tur Dağı gibi yerle yeksan edilmesi şarttır. Takiben bahçenin çevresine dikenli teller döşenmeli, arazideki kot farkı taş duvarla yedi bölmeye ayrılmalıdır” demiş.
Sonrasında talep edilene göre öğrenci adaylarına iki farklı tohumdan biri verilecektir. Bunlardan:

Birincisi enfes buğday tohumudur. Bu tohum ticari olarak verimlidir, maddi getirisi yüksektir. Buğday tohumu eken kişi her devirde sadece buğday elde ederek hayatına devam eder. Buğday eken buğday biçer, hırsla buğday talep eden dünyayı kazanır. Sır veya sürprizi yoktur. Ektiğini bilirsin, ektiğini elde edersin.

İkinci seçenek olarak da tarımın gizli levha bilgilerini içeren, Aynalı Ata Tohumu verilecektir. Bu Aynalı Ata Tohumu farklıdır, sırlıdır ticari getiri garantisi de yoktur. Ne elde edeceğini önceden bilemezsin. Bu tohum hakiki bir bahçevanın nefesiyle gönle ekilir. Başını sağdan sola vurdukça da sulanmış olur. Kişi bu aynalı ata tohumunu ekince, gönlündeki duygu, düşünce ve huyların özelliklerine ayna tutulmuş gibi olur ve arz tarlasında da o biter, genellikle de bu huyların yansıması olan hayvanlar tarlasını istila edermiş. Yani gönül tarlası ile arzın tarlası arasında gizli bir yol vardır. Aynı zamanda gönül tarlası ile arzın tarlası arasında birleşik kaplar prensibi işler. Gönlüne ne doldurursan arz tarlanda o yükselir, arzında ne ile meşgul olursan gönlüne o özellikler hâkim olacaktır.
Aynalı Ata Tohumu, ekildikten sonra gönül tarlasında mazereti olan, mazeretlerini çoğaltır, Vesveseli olan vesveselerinin arttığını görürmüş. Kibirli olan kişinin arz tarlasını kaplanlar, saldırgan olanlarınkini aslanlar istila edermiş. Kıskanç insanın tarlasını kurtlar, hilekâr olanlarınkini tilkiler, başkasının sırtından geçinenlerinde tarlasını sırtlanlar talan edermiş. Gösteriş meraklısı olanların tarlasını tavus kuşları, böbürlenerek gezen insanlarınkini hindiler doldururmuş. İnatçı bireylerin tarlasını katırlar, şehvet düşkünü olanların eşekler, hırsızlık yapanların tarlasını fareler harap edermiş. Ürkek olanların tarlasında güvercinler, gaflette olanların tarlasında tavşanlar, dedikoducuların tarlasında da saksağanlar üreyip dururmuş.
Velhasıl Aynalı Ata tohumu, hayatın her rengini her nüvesini ve her genini özünde taşır. Sen bu tohumu gönlündeki hangi duygu ve düşünce suyu ile sularsan onu yansıtan ürün elde edersin. Düşüncelerin diken ise diken, gül ise gül hasat edersin.

Eğer kişi gönül tarlasındaki bu hayvanları kontrol altına alır yularını tutup bu hayvanlarını isteği gibi yönetebilirse veya hayvanların çoğalmasına engel olursa yani bu hayvani huy ve düşünceleri zapt edebilirse gönül ve arz tarlasını birlemiş olur. Bu zorlu ekim-dikim ve hasad eğitim sürecini takiben o kişiye tarım şehrinin anahtarı verilir. Böylece o talebe eğitici öğretici türabî olmaya hak kazanır.

Tüm bu anlatılanları dinledikten sonra talebe adaylarından birisi: “öyle ise enfes buğday ekmek daha mantıklı ve akıl işi değil mi?” diye sordu.
Türabi Baba: “Evet evladım, akılla hareket edenler hep buğday ekti, buğday ekmeye devam edecekler. Onların dünyadan beklentisi büyüktür ve bu hayatı ‘riske’ atmak istemezler. Aynalı Ata Tohumu talep etmek gönül işidir, hesabı kitabı, aklı mantığı yoktur. Dünyadan beklentiyi kesmiş, hayatı cavidan arayışına girmiş olmak gerekir.”

Türabi Baba tevazu ile kibriyayı bir etmiştir zira O’nun lebinden; içi bilene remiz, içebilene bâde akar durur. Herkes kendi meşrebince ve birikimi tutarınca, kadehini kendi doldurur.

“TÂMM et ya Mürebbi !..”

Diğer Yazıları

YERYÜZÜNDE YALINAYAK

İçten dışa, dıştan içe; seferlerimiz... Yeni yılın ilk yazısı Leyla İpekçi'nin kaleminden. Dünya, bütün hikayemiz burada, yol arkadaşlığımız. Çıkıp gidemeyeceğimiz içimiz dışımız. Kimine cife, zindan, cehennem. Kimine cennet. Kimine ateş [...]

BENLİK KİBRİ; ÖĞRENMENİN ÖNÜNDEKİ EN BÜYÜK ENGEL

Ben bilirim egosu. Bilmeyi kartvizite, unvana, diplomaya, sertifikaya sıkıştırmak.  Kendimizi bilmekten, varlığa faydalı olmaktan çok adımızdan söz ettirmek, unvan, itibar, makam için  öğrenmek. Leyla İpekçi öğrenmenin, bizi aslımızla sürekli irtibat [...]

ÖĞRENMEK KALPTEN KALBE GEÇİŞTİR

ABAD Blog'da Genç Bilgeler diye bir köşemiz var. Leyla İpekçi'nin iki yıl önce kaleme aldığı ama hala dün yazılmış gibi güncelliğini koruyan bu çok önemli yazı dizisinden derlenen kesitler işte [...]

ÇÜNKÜ HARFLERDE “İNSAN” SAKLIDIR

"Yazarken hep sevdiğimle beraber olmak için yazarım. Aşk duygumun tecellisi bu yüzden yazmakla zuhur eder. Yıllar içerisinde dünyaya, hayata ve insanlığa dair en dip manâları hep kalemimin ucundan sayfalarıma indirdikçe [...]

Bir yanıt yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir