SÖZDEN GÖZE AKIŞ

Mana sözle, sesle anlatıldığı kadar, renkle, ışıkla da anlatılır. Hele zihni özgürleştiren, algıyı serbest bırakan tablolar. Sanatçının tuvale aktardığı bir mana sanatseverin idrakinde çoğalır, derinleşir, mesajını aklın, dilin, kelimelerin ardına bırakıp çekilir.

Ressam Tülay Gürses de amacını  eserlerini okuduğu Anadolu Erenleri’nin sözlerini renkle ifade gayreti olarak açıklıyor. “Gayrettir, çünkü onların iç dünyalarını açımlarken kelimelerin de yetersiz kaldığını düşünüyorum.” diyor ve ekliyor:
“Erenlerin Divanlarının etkisiyle oluşan düşüncelerimin aracısı anlamlandırdığım fenomenlerdir. (Dağ, deniz, gül, testi, çiçek, yıldız…)
Sanatçının çalışmalarında hem özgürlük hem zorunluluk vardır. Ben istediğim araçları kullanmakta hem özgürdüm, hem de bu sözlerin gönlümdeki görsele dönüşünün ifade edilmesinde zorunluydum. Söz ve göz tualde buluştular. Tualler ve fırça sadece aracı oldu…”

ABAD Blog takipçilerini Ressam Gürses’in tablosu ile baş başa bırakıyoruz.

Tülay Gürses
ABAD Blog'la paylaştı.
30.12. 2021

Dış dünyadaki arayış bilimi, içe dönüşle (bakış) arayış, felsefe, inanç ve estetik değerlerin doğuşunu hazırlar. Bu örtülü alan, sezginin ilhamın, sanat eserlerinin kaynağıdır. Kaynaktan gelen akışı sanatçı, semboller aracılığıyla dışa vurur. Kelimeler, renkler, notlar… aracı sembollerdir.

Paylaşımlarım, erenlerin sözlerini renklerle tuvale yazılımıdır, sözden göze akıştır.

  İlahi Aşk

 

“Her dem yüzüm yere vuram, Allah’ıma şükür kılam.

Ben benliğimi dosta verem, ne dava ne destan ola

Aşka doymadı özüm, istemeden açıldı sırrım.

Yunus senin iş bu sözün âlemlere destan ola.”

Diğer Yazıları

YERYÜZÜNDE YALINAYAK

İçten dışa, dıştan içe; seferlerimiz... Yeni yılın ilk yazısı Leyla İpekçi'nin kaleminden. Dünya, bütün hikayemiz burada, yol arkadaşlığımız. Çıkıp gidemeyeceğimiz içimiz dışımız. Kimine cife, zindan, cehennem. Kimine cennet. Kimine ateş kimine bahçe. Bir ömür, yeryüzünde yalınayak bir yürüyüş. İçten dışa, dıştan içe, batıdan doğuya, Napoli'den, Roma'dan, İstanbul'dan, Anadolu'dan, Şiraz, Kahire, Beyrut'tan geçiyor, insanların arasından. Dünya'nın [...]

BENLİK KİBRİ; ÖĞRENMENİN ÖNÜNDEKİ EN BÜYÜK ENGEL

Ben bilirim egosu. Bilmeyi kartvizite, unvana, diplomaya, sertifikaya sıkıştırmak.  Kendimizi bilmekten, varlığa faydalı olmaktan çok adımızdan söz ettirmek, unvan, itibar, makam için  öğrenmek. Leyla İpekçi öğrenmenin, bizi aslımızla sürekli irtibat halinde tutan, ona doğru yol aldıran yegane amelimizin önündeki engelin bu olduğunu söylüyor. Talep etmeden, talebe olmadan usta olmanın, usta olarak görünmenin cazibesine kapılmaktan bahseden [...]

ÖĞRENMEK KALPTEN KALBE GEÇİŞTİR

ABAD Blog'da Genç Bilgeler diye bir köşemiz var. Leyla İpekçi'nin iki yıl önce kaleme aldığı ama hala dün yazılmış gibi güncelliğini koruyan bu çok önemli yazı dizisinden derlenen kesitler işte o genç bilgeler için. Ülkemizin ve dünyanın geleceği için. Sabık Eğitim Bakanımız Eğitim 2023 Çalıştayı’nın açılış konuşmasında “her çocuğun müfredatı kendi içinde gizlidir” demişti. Hakikaten [...]

ÇÜNKÜ HARFLERDE “İNSAN” SAKLIDIR

"Yazarken hep sevdiğimle beraber olmak için yazarım. Aşk duygumun tecellisi bu yüzden yazmakla zuhur eder. Yıllar içerisinde dünyaya, hayata ve insanlığa dair en dip manâları hep kalemimin ucundan sayfalarıma indirdikçe aldım. Yazarken öğrendim. Sevgili’nin dili, kalemin iniş kalkışlarıyla can defterime öyle açık ve örtülü müjdeler fısıldadı, öyle canlı bilgiler yolladı ki, kalemin secde ve kıyamı [...]

Bir yanıt yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir